Sanatçının İçine Yolculuk

5: Sanatçının İçine Yolculuk: Sessizliğin İçindeki Merkez

Bazı sabahlar, uyanır uyanmaz dünyayı karşılamadan önce, sadece gözlerimi kapatıp derin bir nefes alıyorum. Kısa bir meditasyon… belki sadece 5 dakika. Ama o birkaç dakika, günümün yönünü değiştiriyor. Zihnimi susturmak hâlâ kolay değil; sürekli bir koşuşturmaca hâlindeyim çünkü. Ama bu durma hâli bana iyi geliyor.

İlk zamanlar yerimde durmakta çok zorlandım. Hani bedenin orada ama zihnin dört bir yana dağılmış olur ya… İşte öyleydim. Ama sonra bekledim, sabırla. Zihnim susmasa da, ben onunla oturmaya başladım. Ve bir süre sonra, o sessizliğin içinde bir ferahlık hissettim. Sanki içimde daha önce hiç duymadığım bir boşluk açıldı—iyi anlamda. Orası nefes alabildiğim, sanatla daha içten buluşabildiğim bir alan oldu.

Bu yüzden her güne bu küçük pratikle başlamaya çalışıyorum. Kendime küçük bir mola, küçük bir selam. Ve bu hâl, çizdiklerime de yansıyor; daha sade, daha açık, daha ben gibi oluyor her şey.

O gün uçakta gökyüzünden bulutlara bakarken içimde tam da böyle bir dinginlik vardı. Sanki zihnimdeki tüm o düşünceler bu beyaz pamuklara dönüşmüş, yavaşça akıp gidiyordu. O anı çizmek istemedim bu kez—sadece hissettim. Ve o his, bana çok şey söyledi.

Belki sen de bugün sadece birkaç dakikalığına kendi içine dönmek istersin. Ne çıkacağını bilemezsin ama bazen en güzel ilhamlar, o beklenmeyen sessizliklerde saklı oluyor.

🌀
Sevgiyle,
Özlem